Mesane Kanseri
Mesane kanseri nedir?
Mesane, yani idrar torbasının kötü huylu tümörü, kanseridir. Büyük çoğunluğu mesanenin idrarla temas eden iç yüzeyini kaplayan epitel dokusundan kaynaklanır. İdrar torbasının içine doğru kitle oluşturabilir.
Tümör hücresinin saldırganlık derecesiyle ilişkili olarak mesanenin dışına doğru da yayılabiir. Önce epitel altındaki bağ dokusuna, daha sonra kritik sınır olan kas tabakasına ve nihayet mesane çevresi yağ dokusuna ve komşu organlara yayılabilir.
Metastaz dediğimiz uzak organlara yayılım olasılığı tümör kas dokusuna ulaştıktan sonra artar. Metastazlar kan ve lenf sistemi yoluyla en sık olarak mesane çevresi ve uzak lenf bezlerine, akciğerlere, karaciğer ve kemiklere olur.
Mesane kanseri için risk faktörleri nelerdir?
Cinsiyet bir risk faktörüdür. Mesane kanseri kadınlarda da görülebilir ancak erkeklerde daha sık görülür. Farklı ülkelerden farklı oranlar bildirilmiştir. Erkeklerde 5 ile 7 kat daha fazla rastlanır.
Yaşı da bir risk faktörü olarak tanımlayabiliriz. Orta ve ileri yaşlarda daha sık görülür.
Bunların dışında sigara içenler ve mesane kanseri için kanserojen olduğu bilinen bazı kimyasallara maruz kalanlar yüksek risk altındadır.
Mesane kanserinin sebepleri nelerdir?
Mesane kanseri için tartışmasız en önemli sebep sigaradır. Aslında tütün ürünlerinin hepsi mesane kanseri için kanserojendir. Sigaranın idrarla atılan metabolitlerinin mesane kanserine yol açtığı bilimsel olarak gösterilmiştir.
Bazı mesleklerde kullanılan, belli kimyasallar mesane kanserine sebep olabilir. Bu iş kolları boya sanayi, lastik ve kauçuk sanayidir.
Daha önce başka kanserlerin tedavisi sırasında pelvik bölge dediğimiz karının alt yarısına radyoterapi ya da belli kemoterapi ilaçlarını alanlarda mesane tümör riski artmaktadır.
Mesanede kronik enflamasyon kanser sebebi olabilir. kronik enfeksiyon, mesane taşı, uzun süreli sondalı kalmak bu enflamasyonu yaratabilir.
Ailede mesane kanseri öyküsünün bulunması da diğer bir risk faktörüdür.
Mesane kanserinin belirtileri nelerdir?
Mesane kanserinin en önemli belirtisi, idrarda kanama (hematüri)’dir. Genellikle ağrısızdır. İdrarda kanama pıhtılı, pıhtısız, aralıklı; bazen bir kez olup bir daha aylar sonra görülebilir. Bunun önemi, bu durumda hastalar idrardaki kanamayı kendilerince bazı nedenlere bağlayarak tekrar kanama olana kadar ürologa gitmeyi geciktirebilirler. Bu da mesane kanseri için önemli olan zaman kaybına ve hastalığın evre atlamasına neden olabilir.
Özellikle erkek; orta, ileri yaşta ve sigara içen hastalar hiç zaman kaybetmeden hematüri olduğunda ürologa başvurmalıdır.
Nadiren yanmalı, ağrılı idrar yapma uzun zamandır sürüyor ve açıklanamıyorsa mesane kanserinin ilk belirtisi olabilir.
Mesane kanseri nasıl teşhis edilir?
Mesane kanserinin tanısı sistoskopi ve mesane içindeki tümörden alınan biyopsi ile konulur. Sistoskopi endoskopik bir yöntemdir.
İdrarda kanama yakınması ile başvuran her hastaya sistoskopi yapmıyoruz. İdrar tahlili ile birlikte bir radyolojik görüntüleme yöntemi, ilk istenen tetkiklerdir. İlk önerilen görüntüleme yöntemi genellikle ultrasondur. Ultrasonun görece kolay olması, ucuzluğu, hemen yapılabilmesi, damar içi kontrast madde kullanılmaması, radyasyon alınmaması gibi avantajları vardır. Mesane içindeki kiteyi gösterir. Çok küçük tümörler ultrason ile görülemeyebilir.
Bazen de başlangıçta bilgisayarlı tomografi ya da magnetik rezonans görüntüleme (MR) tercih edilebilir. Görüntüleme yöntemlerinde tümör görülmesi durumunda bir sonraki işlem genel anestezi altında sistoskopi ve biyopsidir. Ancak daha önce sözünü ettiğimiz yüksek risk profilindeki bir hastada, radyolojik olarak bir şey saptanmasa bile mutlaka sistoskopi yapılması gerekir.
Mesane kanserinin kaç evresi var?
Mesane kanserini önce kabaca bölgesel hastalık yani tümörün mesanedeki durumu ve sistemik hastalık yani lenf bezi ya da organ metastazı olarak evrelendirebiliriz. Tümörün mesane tabakalarına lokal yayılımı çok önemlidir. Mesanenin tamamının cerrahi olarak alınıp alınmayacağı kararının yanı sıra, tedavi sonrası hastalığın seyrini ve sağkalımı bu yayılım belirler. Lokal tüm evrelerden söz etmek yerine önemli olanın tümörün mesane kas dokusuna geçip geçmediğinin öneminden söz etmek isterim. Bu ayrım tedavi seçimi için çok önemlidir.
Kasa geçmemiş mesane kanserlerinde genellikle yalnızca mesanedeki tümörün endoskopik (kapalı) yöntemlerle alınması yeterlidir. Daha sonraki evreler lokal ileri olarak adlandırılır.
Kasa; mesane çevresi yağ dokusuna, mesane çevresindeki komşu organlara (örneğin erkeklerde prostat; kadınlarda vajinaya, her iki cinste kalın barsakların son bölümüne) yayılabilir. Nihayetinde karın alt yarısını saran kemik ve kas yapılara ilerleyebilir.
Prof. Dr. Süleyman Ataus
Kabataş Erkek Lisesi 1977, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 1984 yılı mezunu.
1986-1991 yılları arasında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimini tamamladı.
1996 yılında Miami Üniversitesi Üroloji Bölümünde Üroonkoloji konusunda çalıştı.
Cerrahpaşa Üroloji Anabilim Dalı’nda 2000 yılında Doçent, 2007 yılında Profesörlük ünvanını aldı.
2014 yılından bu yana muayenehanesinde Üroonkoloji, Endoüroloji ve Laparoskopik Üroloji ağırlıklı olmak üzere meslek yaşamına devam etmektedir.
Halen Türk Üroonkoloji Derneği başkanlığını sürdürmektedir.
Ürolojik Cerrahi Derneği, Minimal İnvazif Üroloji Derneği, Amerikan Üroloji Derneği (AUA), Avrupa Üroloji Derneği (EAU) üyelikleri bulunmaktadır.
Çok sayıda uluslararası ve ulusal yayınlarının yanısıra, kitap bölüm yazarlıkları ve kitap editörlükleri bulunmaktadır.